Arzunun Kanatları
Arzunun Kanatları beni en çok etkileyen filmlerin başında gelir. Film başlarken kulağıma fısıldanan aşağıdaki cümleler ise o günden beri hep aklımın bir köşesinde…
“Çocuk, çocukken kollarını sallayarak yürürdü, derenin ırmak olmasını isterdi, ırmağın da sel ve su birikintisinin deniz olmasını…Çocuk, çocukken çocuk olduğunu bilmezdi her şey yaşam doluydu ve tüm yaşam birdi.
Çocuk çocukken hiçbir şey hakkında fikri yoktu, alışkanlıkları yoktu, bağdaş kurup otururdu, sonra koşmaya başlardı, saçının bir tutamı hiç yatmazdı ve fotoğraf çektirirken hiç poz vermezdi.
Çocuk, çocukken şu sorulara sıra gelmişti. Neden ben benim de sen değilim? Neden burdayım da orda değilim? Zaman ne zaman başladı ve uzay nerede bitiyor? Güneşin altındaki yaşam sadece bir rüya, gördüklerim, duyduklarım kokladıklarım sadece dünyadan önceki dünyanın görüntüsü mü? Gerçekten kötülük var mı? Gerçekten kötü insanlar var mı? Nasıl oluyor da ben olan ben, ben olmadan öncede var değildim ve nasıl olur da ben olan ben bir zaman sonra ben olmayacağım?”