1987 Malatya doğumluyum. Hatırladığım en eski anılarımın geçtiği yer olan Giresun’da büyüdüm. Çocukluğumun şehrinden ayrılmak kolay olmasa da 11 yaşında İstanbul’la tanıştım ve o yıldan beri buralardayım.
İstanbul Üniversitesi Psikoloji bölümünden 2009 yılında mezun oldum. Pedagojik Formasyon programını Bahçeşehir Üniversitesi’nde 2012 yılında tamamladım. Meslek hayatıma özel bir okul öncesi eğitim kurumunda okul psikoloğu olarak başladım. Daha sonra çeşitli özel ve resmi eğitim kurumlarında Rehber ve Psikolojik Danışman olarak çalıştım ve hali hazırda bir devlet ortaokulunda çocuklarla birlikte olmaya devam ediyorum.
Anlayacağınız yolum çocuklarla kesiştiğinden beri onlardan ayrılamadım, ayrılmaya da hiç niyetlenmedin zaten. Velilerimin zannettiğinin aksine sihirli bir değneğim yok. Tek sırrım, çocukluğumu unutmamış olmak, dünyayı onların gözünden görebilmek için çaba harcamak ve onları koşulsuz sevmek…
Bu arada 2010 yılından beri sevdiğim adamla evliyim, hayatımıza sürpriz yapıp birlikte gelen Eren ve Erdem’in annesiyim.
Minikokul’un Hikayesi
Türkiye’de son yıllarda çeşitli bilinçlendirme kampanyalarının (7 çok geç, çocuklar gülsün diye) da etkisi ile okul öncesi eğitim hızla yaygınlaşırken, toplumun bu konuda bilinçlenmesi ile birlikte okul öncesi eğitim kurumlarıyla ilgili algı da değişmeye başladı. Yalnızca çalışan annelerin çocuklarının devam ettiği bakımevleri olarak görülen bu kurumlar zaman içinde çocukların ihtiyaçlarına cevap veren ciddi eğitim kurumları olarak sektördeki yerini sağlamlaştırdı.
Bir okul öncesi eğitim kurumunda okul psikoloğu olarak çalıştığım yıldan bu yana, alanla ilgili gelişmeleri ve yenilikleri internet üzerinden düzenli olarak takip etmeye çalışıyorum. Eş durumundan da internet ve web ile epey bir haşır neşir olunca kafamda bu alanla ilgili hazırladığım rehberlik yazıları, etkinlik örnekleri, sayfa çalışmaları ve kitap önerileri gibi özgün içeriklerden oluşan bir web projesi şekillenmeye başladı. Alan ismi konusunda bir çok alternatif gelse de aklımıza, eşimin önerdiği “minikokul” u hemen benimseyip başladık çalışmalara. Tanıyanların üstad dediği ve bu sıfatı fazlasıyla hakeden Emin Kelekçi‘nin müthiş tasarımı ve bazen şımarıklık sayılabilecek isteklerimi dahi büyük bir sabırla yerine getiren eşimin büyük emeği ile bütün yönleriyle içime sinen bu web sitesi / blog çıktı ortaya.
Zaman zaman eğitimin diğer kademeleri ile ilgili ve farklı alanlarla ilgili kişisel paylaşımlarım olacaksa da Minikokul hep miniklere özel kalmaya devam edecek.
Kim bilir belki günün birinde gerçekten bir Minik Okul’um bile olur, ne dersiniz?