Aile İçi Şiddete Son!

Aile İçi Şiddet!

“Aile içi şiddet çocuk terbiyesinin kaçınılmaz bir ögesidir.”

“Kızını dövmeyen dizini döver.”

Hem şiddete doğrudan maruz kalan hem de annesinin, babasının veya kardeşlerinin sık sık küçük düşürüldüğüne, tehdit edildiğine ya da dayak yediğine şahit olan çocuklar şiddetten olumsuz etkilenir. Her iki durumda da çocuğun kendine saygısı, büyüklere duyduğu güven duygusu ve yaşam sevinci yara alır. Aile içi şiddetin çocuğun üzerindeki etkisi çocuğun yaşına, şiddete maruz kaldığı ya da şahit olduğu süreye, çevresindeki akraba-arkadaş-yetişkin çemberinde şiddetin nasıl yorumladığına göre farklılık gösterir. Evlerinde şiddetle iç içe yaşayan çocuklarda sık sık şu tepkiler görülür:

  • Duygusal Tepkiler olarak çocuk, ailede yaşanan şiddet ve şiddeti durduramamak ile ilgili suçluluk duyguları, ailesi adına üzüntü, anne babasına karşı duygularında karışıklık (sevgi ve nefreti aynı anda hissetme), terk edilmekten korkma, duygularını ifade etmekten korkma, yaralanmaktan korkma, yaşamındaki şiddet ve karmaşa nedeni ile kızgınlık duyma, depresyon (aşırı mutsuzluk), çaresiz ve güçsüz hissetme, evde olan bitenlerden utanma gibi tepkiler verebilmektedir.
  • Bilişsel Tepkiler ise çocuğun, şiddetin sorumluluğunun kendinde olduğunu düşünmesi; kendi davranışları için başkalarını suçlaması; istediğini yaptırmak, kızgınlığını belirtmek, güçlü hissetmek ve ihtiyaçlarını karşılamak için sevdiği insanlara vurmanın normal olduğuna inanması; ailede şiddetle bağlantılı olarak düşük benlik saygısı; istediklerini ve ihtiyaçlarını belirtememesi; verilenle yetinmesi; başkalarına güvenmemesi; kızgınlığın kötü bir şey olduğuna ve kızgın insanın başkalarına zarar vereceğine inanması; rollerle ilgili katı yargılara sahip olması (kadınlar ………….., erkekler………., kızlar ………, oğlanlar………. davranmalıdır) gibi tepkilerdir.
  • Davranışsal, yani sık ve abartılı ortaya çıktığı durumlarda çocuk, aşırı hırçın davranma ve isyankarlık, içine kapanma, okulda başarısızlık veya başarı için aşırı gayret, okula gitmeyi reddetme, başkalarını memnun etmek için aşırı çaba gösterme, saldırganlık ya da aşırı pasiflik, bahaneler bulma, kendini savunma gayretleri, alaycı yaklaşımlar, duygusuz davranma, donukluk, her şeyi “siyah ya da beyaz” görme, aşırı ilgi çekme davranışları, yalan söyleme, uyku sorunları, kabuslar, altını ıslatma, kontrol edilememe, sınırlarını bilmeme, yönergeleri yerine getirememe gibi tepkilerle karşımıza çıkmaktadır.
  • Toplumsal tepkilerini ise arkadaşlarından ve akrabalarından uzak durma, ilişkilerinde genellikle kavgacı olma, çok çabuk arkadaş olup arkadaşlıklarını aniden bitirme, başkalarına güvenmekte ( özellikle yetişkinlere) zorluk çekme, kızgınlığını kontrol edememe, uzlaşma becerileri gösterememe, evden uzaklaşma, aşırı sosyal yaşantı, arkadaşlarına zorbalık yapma ya da kendini ezdirme, şiddet içeren ilişkiler içine girme ve bu ilişkilerde ya ezen ya da ezilen taraf olma, arkadaşlarla aşırı sert oyunlar oynama şeklinde yansıtacaktır çocuk.
  • Fiziksel olarak ağrı şikayetleri (baş ağrısı, karın ağrısı gibi), sinirlilik, gerginlik, kısa dikkat, yorgunluk ya da aşırı enerji, sık hastalanma, kişisel temizliğine dikkat etmeme, gelişsel gerileme, yaşından küçük davranışlara geri dönme (Yatak ıslatma, parmak emme gibi), acıya karşı duyarsızlık, tehlikeli oyunlar oynama ve etkinliklerde bulunma, kendine zarar verme ( bilerek bir yerini kesme, yakma, kafasını vurma) gibi problemler bizi bekleyecektir.

Eğer ailenizde şiddet varsa ve çocuğunuz bu tepkilerin bazılarını gösteriyorsa, onunla konuşabilir ve destek verebilirsiniz. Ayrıca okulundaki öğretmenlerinden biri ile veya çevrenizdeki eğitimli bir yakınınızla konuşarak bir psikologdan nasıl destek alabileceğinizi danışabilirsiniz.

Kaynak
https://dosyalar.hurriyet.com.tr/aileici/