5 Çok Erken!
60-72 ay arası okulöncesi eğitim yaşıdır!
Malum ülke gündeminde son bir kaç aydır eğitim öğretim sisteminde yapılması planlanan değişiklikler konuşuluyor. 8 yıllık zorunlu eğitimin 4+4+4 şeklinde yeniden düzenlenmesini içeren eğitim öğretim sisteminde ilköğretime başlama yaşı da bir yıl öne alındı ve 72 ay olan ilköğretime başlama yaşı 60 aya indirildi.
“Mecburi ilköğretim çağı 6-13 yaş grubundaki çocukları kapsar. Bu çağ, çocuğun 5 yaşını bitirdiği yılın eylül ayı sonunda başlar, 13 yaşını bitirip 14 yaşına girdiği yılın öğretim yılı sonunda biter.”
Yeni sistem önümüzdeki sene uygulanabilir mi, tam olarak bilemiyoruz fakat herkesin aklını karıştırdığı kesin. Özellikle anne babalar “Çocuğum okula hazır mı, ne zaman ilköğretime başlatmam onun için en doğrusu?” şeklinde sorularla okulların ve öncelikle biz rehber öğretmenlerin kapısını çalar oldu. Rehber öğretmenler de dahil bir çok eğitimcinin bazı yönleriyle eleştirdiği ve 11 Nisan 2012 tarihi itibariyle resmi gazetede yayınlanan yasanın uygulamaya nasıl geçirileceği aslına bakarsanız şuan için bir muamma. Yasa çıktı fakat esas iş şimdi başlıyor!
Yıllardır “7 Çok Geç!” sloganıyla okul öncesi eğitimin altını çizerken bu gelişmelerle birlikte bizler de şu sıralar “5 Çok Erken!” nidaları atar olduk. Okul öncesi eğitimin yaygınlaşması için harcanan emeklerin meyvelerini topladığımız ve okul öncesi eğitimin zorunlu hale gelmesini beklediğimiz şu günlerde çıkan yasa hem eğitimciler hem de ebeveynler için sürpriz bir gelişme oldu.
Neden “5 Çok Erken!”
Okul öncesi eğitimin öncelikli amacı, öğrencileri ilkokula en iyi şekilde hazırlamaktır. Birinci sınıf müfredatı değişmediği takdirde böyle bir hazırlık süreci olmadan, 60. ayında ilköğretime başlayan çocuklarımızın bir çoğu yeterli hazırbulunuşluluk seviyesine ulaşmadıkları için pedagojik açıdan bir takım zorluklar yaşayacaktır. Okulöncesi eğitim çağındaki 60 aylık çocuklar ilköğretim seviyesi için gerekli olan; bilişsel, sosyal, psikolojik, duygusal ve fiziksel kazanımları tam olarak elde etmiş değillerdir. İlköğretimin birinci sınıfında okuma yazma becerileri açısından oldukça önemli olan ince motor beceriler ve bununla birlikte küçük kas gelişimi henüz tamamlanmamıştır. Özbakım ihtiyaçlarını kendi kendilerine gerçekleştirebilecek olgunluğa erişmemişlerdir. İşte bu yüzden okul öncesi dönemde eğitimden söz edilirken öğretimden söz edilmez.
“Yeni sisteme göre, ilk 4 yıl öğrenciye bilgi vermekten çok okuma, yazma, kavrama ve oyuna dayalı bir sistem uygulanacak böylelikle öğrencinin yeteneklerini keşfetmesi sağlanacak.”
Birinci sınıf müfredatı, sınıf ortamı ve eğitim materyalleri bu pedagojik bilgiler ışığında yeniden düzenlendiği ve okul öncesi eğitim kazanımları da bu sürece dahil edildiği takdirde bu olumsuzlukları en aza indirmek de mümkün olabilir. Ayrıca sınıf öğretmenlerinin de 60-72 ay arasını kapsayan çocukların gelişim ve öğrenme süreçleriyle ile ilgili yoğun bir hizmet içi eğitimden geçmesi de gerekli. Milli Eğitim Bakanı Dinçer’in yaptığı açıklamalar müfredat değişikliklerine gidileceğinin sinyallerini verse de, önümüzdeki yıl sistemin uygulanmaya başlayacağı düşünüldüğünde bütün bu değişiklikler için bir kaç ayın yeterli olup olmayacağı kafalardaki en büyük soru işareti. Bu süreçte hem ebeveyn olarak sizlerin hem de biz eğitimcilerin fikirlerimizi yetkililere ulaştırmak yönündeki çabalarımız oldukça önemli.
Ailelerin okul ve öğretmen işbirliği ile vermelerini beklediğimiz kararla “Çocuklarımızın ömründen bir yıl kazanmış mı olacağız yoksa bütün ömürleri boyunca eksikliğini hissedecekleri bir yılı ellerinden almış mı olacağız!” İşte bütün mesele bu!